Bilimin felsefeye hiç olmadığı kadar ihtiyacı var

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye’de Felsefe Kongresi’ne katıldı. Bilimsel dönüşümün hızlandığına değinen Rektör Özkan, “Felsefeye hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var.” dedi.

Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği ile Türkiye Felsefe Kurumu iş birliğinde Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye’de Felsefe Kongresi düzenleniyor. Kongreye Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Antalya Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Akın Akay Akıncı, Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi, UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz katıldı. Felsefenin öneminin ülkemizde tam olarak anlaşılmadığını vurgulayan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Akademik alanda çok önemli isimler yetiştirmiş olsak da felsefenin toplumla teması çok sınırlı. Maalesef felsefeye karşı büyük bir önyargı var. Aslında bu coğrafya bir anlamda felsefenin kök saldığı topraklardır. Aristoteles’ten Diyojen’e, Thales’ten Herakleitos’a kadar birçok önemli filozof Anadolu’da yaşamıştır. Ancak daha sonra felsefeyle aradaki bağımız ne yazık ki kopmuş. Bu bağı tekrar inşa etmeyi amaçlayan Felsefe Kurumu’nu, Antalya’da bu konuya öncülük yapan ANSİAD’ı kutluyorum.” dedi.

BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜM İÇİN HAREKETE GEÇMELİYİZ

Felsefenin düşünme, sorgulama, eleştirme yoluyla bir anlamda aklı kullanma sanatı olduğunu ifade eden Rektör Özkan, “Sokrates’in dediği gibi, “Sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez.” Gerçekten de kendimizi, yaşadığımız dünyayı sorgulamamız gerekiyor. Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’nin farklı üniversitelerinden kadın rektörlerimiz ve akademisyenlerimizi Antalya’da ağırladık. İklim değişikliği konusunu konuştuk. Tehlikenin ne kadar farkında olsak da bunun bize etkisinin ne kadar yakın olduğunun bilincinde olmadığımızı fark ettim. Dünyaya verdiğimiz zararı düzeltmek için daha fazla zamanımız olduğunu zannediyordum ama maalesef zamanımız tükeniyor. Dünyanın ortak mirasımız olduğunu, onu henüz doğmamış çocuklarımız, torunlarımızla paylaştığımızı anlamalıyız. Ve büyük bir dönüşüm için harekete geçmeliyiz. Gelecek 10 yılda yapacaklarımız, çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakacağımızı belirleyecek. İşte bu noktada felsefeden medet ummalıyız. Çünkü çevre krizini önlemek, bilimin olduğu kadar felsefenin de görevidir. Çevrede açtığımız yaraları sararken, insanlara ekonomik olarak refah bir yaşam da sunabilmeliyiz. Yani yeni bir ekonomik ve sosyal model ortaya koymalıyız. Bu hassas dengenin rehberi felsefe olacaktır.” şeklinde konuştu.

BİLİMSEL GELİŞMELERİN ETKİLERİ ETİK DÜZLEMDE İRDELENMELİ

Büyük bilimsel dönüşümün sancılarına karşı da felsefeye sarılmak gerektiğini söyleyen Rektör Özkan, “Kendi alanımdan örnek vermem gerekirse, son 10 yılda üniversite hastanemizde yaptığımız nakillere bakın. Dünyanın ilk rahim nakli, ülkemizin ilk yüz ve çift kol nakli. Tıp fakültesinde öğrencilerimize söylediğim bir söz var: “Tıp bilimi yeni başlıyor.” Peki sınır ne olacak. Mesela beyin nakli bir gün mümkün olacak mı? Bu ölümsüzlüğün olmasa da çoook uzun bir ömrün kapılarını mı açacak? Diğer taraftan yapay organ üretimiyle ilgili ve hayvandan insanlara organ nakliyle ilgili çalışmalar yürütülüyor. Ve belki de en tartışmalı ve gelişime en açık alan ise genetik. DNA’yı yeniden yazarak genetik hastalıkları tedavi etmek konuşuluyor.” dedi.

Bilimsel gelişmelerin olası etkilerinin etik düzlemde irdelenmesi ve bir sınır belirlenmesi gerektiğini söyleyen Rektör Özkan, “Daha doğmadan çocukların boy, kilo, göz renginin hatta IQ’sunun belirlenebildiği bir dünya düşünün. Bunun yol açacağı müthiş sınıfsal ayrımı hayal edin. Biz ve onlar kavramlarının hiç olmadığı kadar derinleştiği bir dünya. Eğer sınır çizilmezse bu çok da uzak bir gelecek değil bizim için. Tüm bu konuların felsefenin ışığında etik olarak irdelenmesi gerekiyor. Bu sadece tıptaki gelişmelerle ilgili felsefeye duyduğumuz ihtiyacın bir örneği.” ifadelerini kullandı.

YAPAY ZEKA VURGUSU

Yapay zeka konusunda işlerin daha da karmaşıklaştığını söyleyen Rektör Özkan, “Yapay zekanın son örneklerinden ChatGPT programıyla ilgili tartışmaları basından takip etmişsinizdir. Öğrenciler ödevlerinde ve projelerinde yapay zekadan yararlanıyor. Hatta bu yöntemle sınavlarda kopya çekiyor. Bu sadece yapay zekanın neden olduğu küçük bir sorun. Bu problemler teknolojiye ulaşım imkânı arttıkça ve teknoloji geliştikçe derinleşecek. Mesleklerin yok olması, artan eşitsizlik, gerçekliğin bulanıklaşması, insanların tembelleşmesi ve kabuğuna çekilmesi. Fütüristtik bir film senaryosu değil, bizi bekleyen bir gelecek bu. Gerçekten de bilimin felsefeye, hiç olmadığı kadar ihtiyacı var.” şeklinde konuştu.

DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM

Felsefe alanında yetiştirilen değerlere sahip çıkılması gerektiğini söyleyen Rektör Özkan, “Aristoteles’in temel eserlerini yeniden çevirerek, Avrupa’yı unuttuğu bu değerle yeniden tanıştıranın Farabi olduğunu unutmayalım. İbni Sina’nın, Yunus Emre’nin, Mevlana’nın eserlerine de en az Antik Yunan filozofları kadar önem verelim. Kendi tarihi, kültürel, felsefi, edebi, sanat her alanda bu coğrafyada yetişen değerlerin farkında olarak kendi köklerimizden aldığımız birikimle daha derinlikli ve güçlü bir bilim inşa edeceğimize ve geçmişimizden bugünü, çağımızı anlayarak kendimize özgü gerçeklikle yerellikten evrenselliğe ulaşabileceğimize inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

FELSEFE TARİHİNDEN İBARET DEĞİLDİR

Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus bir siyasi fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz” sözünü hatırlatarak, “İşte bu yüzden her türlü tartışmayı yapan filozoflarımızın bu kadar evrensel düşünceye sahip olan büyük Atatürk’ün ve Cumhuriyetimizin temel ilke ve devrimlerinin tartıştıklarına şahit olmadık. Bu hem devrimlerin hem de felsefecilerimizin büyüklüğünün bir göstergesidir. Bu açıdan da Cumhuriyetimizin kuruluşundan bugüne kurucu ilkelere sahip çıkan, savunan, destekleyen bilim insanlarına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Konuşuyorsak sözcükleri iyi anlamak, düşünüyorsak kavramları iyi bilmek, yaşıyorsak duyguları iyi tanımak, yönetiyorsak imkanlarımızı halkça ve adil biçimde paylaşmak zorundayız.” dedi.  Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Akın Akıncı, “Düşünen ve sorgulayan bireylerden oluşan toplumlar daha ileriye gideceği gibi, felsefenin bilinmediği toplumlarda dogma ve tabuların doğal bir sonucu olarak çatışmalar kaçınılmaz olacaktır. Felsefe tarihinden ibaret değildir, felsefe yaşamın ta kendisidir. Felsefe bireye düşünmeyi, sorgulamayı öğretir. Düşünmeyi, sorgulamayı öğrenen birey önce kendisini sonra çevresini sonunda da bulunduğu toplumu değiştirir. Toplumsal felsefeyi öğrenen bireylere sürü psikolojisini telkin edemezsiniz. ANSİAD olarak cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye Felsefe Kurumu iş birliğinde, ‘Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye’de Felsefe Kongresi’ni düzenlemekten büyük bir onur duymaktayız.” dedi. Açılışta UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ve Türkiye Felsefe Kurumu Başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi de konuşma gerçekleştirdi. Kongre 5 Şubat’a kadar devam edecek.

Eklenme tarihi :14.02.2023 15:42:14
Son güncelleme : 14.02.2023 15:46:19